Transhümanizm Ölümsüzlüğü Sağlayacak

Öne Çıkan İçerikler

Transhümanizm: Felsefi Görüşleri, Temel Kavramları ve Dayandığı İlkeler

Transhümanizm, insanların teknoloji yoluyla doğal sınırlarını aşarak daha gelişmiş bir tür haline gelmelerini savunan bir felsefi görüştür. Bu hareket, insanların fiziksel, zihinsel ve duygusal kapasitelerini artırmayı, yaşam sürelerini uzatmayı ve daha iyi bir insan türü yaratmayı amaçlar. Bu hedeflere ulaşmak için, transhümanistler, genetik mühendislik, biyonik, nöroteknoloji ve yapay zeka gibi ileri teknolojileri kullanmayı önermektedirler.

Transhümanizmin kökenleri, farklı düşünürlerin farklı felsefi yaklaşımlarından kaynaklanmaktadır. Özellikle, transhümanizm, öncülleri arasında insan doğasının değiştirilmesi ve iyileştirilmesi konusunda fikirleri olan filozofların, bilim insanlarının ve yazarların düşüncelerinden etkilenmiştir. Bu düşünürler arasında, Friedrich Nietzsche, Julian Huxley, J.B.S. Haldane, Robert Ettinger, FM-2030 ve Max More gibi isimler yer almaktadır.

Transhümanist düşüncelerin temelinde, insan doğasının değiştirilebileceği fikri yer almaktadır. Transhümanistler, insanların fiziksel, zihinsel ve duygusal kapasitelerinin sınırlı olduğunu, ancak teknoloji sayesinde bu sınırların aşılabileceğini savunmaktadırlar. Böylece, transhümanistler, insanların doğal olarak sahip olduğu zaafları ortadan kaldırmayı ve daha güçlü, daha zeki ve daha dayanıklı bir tür haline gelmeyi hedeflemektedirler.

Transhümanizm ayrıca, bireysel özgürlük, insan hakları ve teknolojinin insan hayatındaki rolü gibi konulara da odaklanır. Bu görüşe göre, insanlar teknoloji yoluyla kendilerini değiştirebilmeli ve bu değişimleri yaparken bireysel özgürlüklerine saygı gösterilmelidir. Ayrıca, transhümanistler, teknolojinin insan hayatındaki rolü konusunda bir tartışma başlatmışlardır. Teknolojinin insanları nasıl etkilediği, insanların teknolojiyi nasıl kullanabileceği ve teknolojinin insan toplumuna ne gibi etkileri olabileceği konuları transhümanistler tarafından ele alınmaktadır.

Transhümanizmin Temel Felsefi Argümanları ve Gelişimleri

Transhümanizm, insanların teknoloji yoluyla doğal sınırlarını aşarak daha gelişmiş bir tür haline gelmelerini savunan bir felsefi görüştür. Bu görüş, insan doğasının değiştirilebileceği fikrine dayanmaktadır. Transhümanistler, genetik mühendislik, biyonik, nöroteknoloji ve yapay zeka gibi ileri teknolojileri kullanarak insan kapasitelerinin artırılabileceğini ve daha iyi bir insan türünün yaratılabileceğini savunmaktadır. Bu hedeflere ulaşmak için, transhümanistler, bazı temel felsefi argümanlar geliştirmişlerdir.

  1. İnsan Doğası Değiştirilebilirdir: Transhümanistler, insanların doğal olarak sahip olduğu kapasitelerin sınırlı olduğunu kabul ederler. Ancak, insan doğasının teknoloji yoluyla değiştirilebileceğini ve geliştirilebileceğini savunurlar. Bu argüman, insanların doğal olarak sahip olduğu sınırların aşılabileceği fikrine dayanmaktadır.
  2. İnsanlar Teknolojiyi Kontrol Edebilirler: Transhümanistler, insanların teknolojiyi kontrol edebileceklerine ve yönlendirebileceklerine inanırlar. Bu argüman, insanların teknolojinin yararlarından yararlanabileceğini ve teknolojinin insanlara zarar vermesini önleyebileceklerini savunur.
  3. İnsanlar Kendilerini Değiştirebilmelidir: Transhümanistler, insanların kendilerini değiştirme hakkına sahip olduklarına inanırlar. Bu argüman, insanların kendi vücutlarının sahipleri oldukları ve kendilerinin değişimlerini yönetebilecekleri fikrine dayanır.
  4. İlerleme İnsanlığı İyileştirir: Transhümanistler, teknolojik ilerlemenin insanlığı iyileştirebileceğini savunurlar. Bu argüman, insanların daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu bir yaşam sürdürebileceklerini ve daha yüksek bir yaşam kalitesine sahip olacaklarını öne sürer.

Bu temel felsefi argümanlar, transhümanist düşüncelerin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Özellikle, bu argümanlar, insan doğasının değiştirilebileceği fikri ve teknolojinin insan hayatındaki rolü konusunda yapılan tartışmaların merkezinde yer almaktadır.

Transhümanizmin Teknolojik Temelleri ve Etkileri

Transhümanizm, insanların teknolojik gelişmeleri kullanarak doğal sınırlarını aşarak daha gelişmiş bir tür haline gelmelerini savunan bir felsefi görüştür. Bu hedeflere ulaşmak için, transhümanistler, bir dizi ileri teknolojileri kullanmayı önermektedirler. Bu teknolojiler arasında genetik mühendislik, biyonik, nöroteknoloji ve yapay zeka gibi alanlar yer almaktadır.

  1. Genetik Mühendislik: Genetik mühendislik, bir organizmanın genetik materyalinde değişiklik yaparak özelliklerini değiştirmeyi mümkün kılar. İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalar, genetik mühendisliğin birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, transhümanistler, genetik mühendisliği insanların doğal kapasitelerini artırmak için de kullanmayı önermektedirler. Örneğin, daha yüksek bir zeka seviyesi veya daha uzun bir yaşam süresi gibi özellikler, genetik mühendislik yoluyla elde edilebilir.
  2. Biyonik: Biyonik, biyolojik ve yapay bileşenleri birleştirerek insanların fiziksel kapasitelerini artırabilecek bir teknolojidir. Biyonik, özellikle protezler ve implantlar yoluyla insanların eksik veya hasar görmüş organlarını tamamlayabilir. Transhümanistler, biyonik teknolojilerin daha geliştirilmesiyle insanların güç, dayanıklılık, hız ve diğer fiziksel özelliklerini artırabileceğine inanmaktadırlar.
  3. Nöroteknoloji: Nöroteknoloji, insan beyniyle ilgili teknolojileri ifade eder. Bu teknolojiler arasında, beyin-bilgisayar arayüzleri, nöral implantlar ve nöral stimülasyon gibi yöntemler yer alır. Nöroteknolojinin gelişimi, insanların zeka seviyelerini artırabilecek ve duyularını genişletebilecek potansiyele sahiptir. Transhümanistler, nöroteknolojinin daha geliştirilmesiyle insanların beyinlerinin işleyişini kontrol etmelerine, hafıza ve öğrenme kapasitelerini artırmalarına ve daha yüksek bir zeka seviyesine ulaşmalarına olanak sağlayabileceğine inanırlar.
  4. Yapay Zeka: Yapay zeka, bir bilgisayarın insana benzer düşünme ve karar verme becerileri kazanmasını sağlayan bir teknolojidir.

Transhümanizmin İnsan Doğasına, Ahlaki ve Toplumsal Değerlere Etkileri

Transhümanizm, insan doğasına, ahlaki ve toplumsal değerlere olan etkileri nedeniyle sık sık eleştirilir. Bazı eleştirmenler, transhümanistlerin teknolojiye aşırı odaklandıklarını ve insan doğasının temel özelliklerini görmezden geldiklerini iddia ederken, diğerleri ise bu teknolojilerin ahlaki ve toplumsal değerlerimize zarar verebileceğine dikkat çekmektedir. Bu nedenle, transhümanizmin insan doğasına, ahlaki ve toplumsal değerlere olan etkileri tartışmalı bir konudur.

İnsan Doğasına Etkileri: Transhümanizm, insan doğasını değiştirmeyi amaçladığı için, insan doğasına olan etkileri en çok tartışılan konulardan biridir. Bazıları, transhümanizmin insan doğasını yok edebileceğini, insanların insana benzemeyen varlıklara dönüşebileceğini iddia ederken, diğerleri ise insan doğasının zaten değişim ve evrim geçirdiğini ve transhümanizmin bu süreci hızlandıracağını savunmaktadır. Bazı transhümanistler, insan doğasının sadece biyolojik değil, aynı zamanda kültürel ve teknolojik yönleri olduğunu savunarak, insan doğasını geliştirerek daha iyi bir insan türü yaratmanın mümkün olduğunu iddia ederler.

Ahlaki Değerlere Etkileri: Transhümanizmin ahlaki değerlerimize olan etkileri de tartışmalıdır. Bazıları, transhümanizmin ahlaki değerleri ve insan haklarını ihlal edebileceğini iddia ederken, diğerleri ise transhümanizmin ahlaki değerleri geliştirebileceğini ve insan haklarını genişletebileceğini savunmaktadır. Bazı transhümanistler, insanların daha uzun ve sağlıklı yaşamasını sağlayan teknolojilerin ahlaki olarak doğru olduğunu ve insanların refahını artırabileceğini iddia ederler. Ancak, transhümanizmin etik ve ahlaki sorunları üzerinde ciddi bir düşünce yapılması gerektiği açıktır.

Transhümanizmin Gelecekteki Toplumsal ve Politik Etkileri

Transhümanizm, gelecekte insanlığı büyük ölçüde etkileyecek bir dizi teknolojik ve felsefi gelişmeleri içermektedir. Bu nedenle, bu hareketin toplumsal ve politik etkileri hakkında bir dizi tartışma mevcuttur. Bazıları, transhümanizmin insanların daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesine, bilişsel ve fiziksel yeteneklerini arttırmasına ve hatta ölümsüzlüğe ulaşmasına olanak tanıyacağına inanıyorlar. Ancak diğerleri, bu teknolojilerin insan doğasına ve toplumsal değerlere zarar verebileceği endişesini taşıyorlar.

Transhümanizm, geleneksel insan doğasının ötesinde bir insan anlayışı sunar. Bu nedenle, bu felsefe insanlık tarihinin son derece önemli bir dönüm noktasını temsil edebilir. Transhümanizm, insanların fiziksel ve bilişsel sınırlarını aşmalarına, hatta ayrıcalıklı bir azınlığın insanüstü özelliklere sahip olmasına olanak tanıyacak teknolojilerin geliştirilmesini savunur. Bu, insanlar arasında derin bir ayrım yaratabilir ve daha yüksek özelliklere sahip olanlar diğer insanlara hükmedebilir.

Bu düşüncelerin toplumsal sonuçları da olabilir. Transhümanizm, zengin ve güçlü bir azınlığın, diğer insanların erişemeyeceği teknolojilere sahip olabileceği bir geleceği öngörebilir. Bu, sosyal ve ekonomik eşitsizliğin artmasına yol açabilir. Ayrıca, transhümanizm toplumun bazı kesimleri tarafından ahlaki veya dini nedenlerle reddedilebilir. Bazı insanlar, örneğin, insan doğasının sınırlarının aşılmasının tanrısal bir alanı ihlal edeceği düşüncesine sahiptirler.

Transhümanizmin toplumsal etkileri, aynı zamanda, insanların kendilerine nasıl baktıkları ve başkalarıyla nasıl ilişki kurdukları üzerinde de etkili olabilir. Bu teknolojilerin geliştirilmesi, insanların kendilerini farklı bir şekilde tanımlamalarına, örneğin daha fazla bilişsel ve fiziksel yeteneklerinin olduğu bir kimliğe sahip olmalarına yol açabilir.

Transhümanizmin Tıbbi Uygulamaları ve Bu Uygulamaların Etik Boyutları

Transhümanizm, insanların teknolojik olarak gelişmiş bir şekilde daha üstün bir tür haline gelebileceği bir felsefi ve kültürel harekettir. Bu nedenle, tıp alanında kullanılan teknolojilerin insan vücudu üzerindeki etkileri de transhümanizm hareketi ile ilgili önemli bir konudur.

Transhümanizmin tıbbi uygulamaları, genellikle insanların yaşam süresini artırmayı, zihin ve beden performansını iyileştirmeyi ve hatta insanın doğasını dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu hedefler, özellikle yaşlanma, hastalık ve yaralanma gibi tıbbi sorunlarla mücadele etmek için geliştirilen teknolojilerle desteklenmektedir.

Örneğin, gen terapisi, kanser tedavisi ve organ nakilleri gibi tıbbi uygulamalar, transhümanizmin hedeflerini gerçekleştirmek için kullanılan teknolojilerdir. Buna ek olarak, zeka arttırıcı ilaçlar, beyin-bilgisayar arayüzleri ve insanların bedenlerini artırıcı protezler gibi teknolojiler de insanın zihinsel ve fiziksel kapasitesini artırmak için kullanılmaktadır.

Ancak, transhümanizmin tıbbi uygulamaları aynı zamanda birçok etik soruyu da beraberinde getirmektedir. Örneğin, insanın doğasını değiştirme fikri bazıları tarafından tehlikeli bir davranış olarak görülmektedir. Ayrıca, transhümanist teknolojilerin sadece zengin ve güçlü insanlar tarafından kullanılması, sosyal adaletsizliği artırabilir.

Transhümanist teknolojilerin tıbbi uygulamalarının etik boyutları hakkında birçok tartışma da vardır. Örneğin, zeka arttırıcı ilaçların eşitsizlikleri artırabileceği veya insanların doğal bir şekilde ölmesine engel olabileceği gibi endişeler vardır. Bu nedenle, transhümanist tıbbi uygulamaların geliştirilmesi ve kullanılması için dikkatli bir etik değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Transhümanizmin Teknolojik Gelişmelerle Birlikte İnsanların İş Hayatına Etkisi Nelerdir?

Transhümanizm, teknolojik gelişmelerin insanları daha da geliştirerek, daha yüksek zeka, dayanıklılık, ömür ve hatta daha fazla yaratıcılık potansiyeli sağlayarak insanları “aşma” fikrini öne süren bir felsefedir. Bu bağlamda, transhümanizm, iş hayatına da etki edebilecek birçok teknolojik gelişmenin meydana gelmesine yol açabilir. Bu teknolojilerin iş hayatına etkileri şunlar olabilir:

  1. Yapay Zeka ve Otomasyon: Yapay zeka ve otomasyon teknolojileri iş hayatında daha fazla verimlilik sağlayabilir. Bu teknolojiler, yüksek verimlilik, hızlı işlem yapma ve insanların tekrarlayan işleri yapmak zorunda kalmamasını sağlayarak iş gücünü optimize edebilir. Bununla birlikte, bazı işlerin kaybolması veya insanların yerini alması da söz konusu olabilir.
  2. İyileştirilmiş İş Performansı: Transhümanist teknolojiler, insanların iş performanslarını artırabilir. Örneğin, zeka artırıcı ilaçlar veya beyin protezleri, daha yüksek konsantrasyon ve öğrenme yeteneği sağlayabilir. Ayrıca, dayanıklılığı artıran teknolojiler, yorgunluğu azaltarak daha uzun süre çalışmayı mümkün kılabilir.
  3. Yeni İş Alanları: Transhümanizm, yeni iş alanları da yaratabilir. Biyoteknoloji, nanoteknoloji, uzay endüstrisi, sibernetik gibi transhümanist teknolojiler, insanların yepyeni iş alanlarına yönelmesine olanak sağlayabilir.
  4. İş Etikleri: Transhümanizm, insan doğasını ve felsefesini yeniden tanımladığı için iş etikleri konusunda yeni tartışmalar ortaya çıkabilir. Örneğin, yüksek performans sağlayan teknolojilerin insanların zorlamasına neden olması, iş gücü içinde yeni bir ayrım yaratabilir.

Transhümanizmin iş hayatına etkileri, farklı transhümanist teknolojilerin kullanımı ve teknolojik gelişmelerin hızına bağlı olarak değişebilir. Bununla birlikte, transhümanist teknolojilerin kullanımı ve uygulamasının etik ve toplumsal boyutları, önemli tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

Transhümanizmin Ekonomiye ve Endüstriyel Faaliyetlere Etkileri Nelerdir?

Transhümanizm, insanların fiziksel, zihinsel ve duygusal yeteneklerini teknolojik gelişmeler yoluyla artırarak, insan potansiyelini artırma felsefesi üzerine kurulmuştur. Bu nedenle, transhümanizmin ekonomiye ve endüstriyel faaliyetlere etkileri oldukça geniş kapsamlıdır.

Öncelikle, transhümanizm, insan işgücünün verimliliğini artırabilir. Bu, teknolojik gelişmeler sayesinde, insanların daha fazla işi daha kısa sürede yapabilmesi anlamına gelir. Bu da, daha hızlı üretim ve daha yüksek verimlilikle sonuçlanabilir. Bununla birlikte, daha yüksek verimlilik ve işgücü verimliliği, daha az insan işgücüne ihtiyaç duyulması anlamına da gelebilir. Bu, işsizliğin artmasına ve gelir eşitsizliğinin artmasına neden olabilir.

Transhümanizm, endüstriyel faaliyetlerde de önemli etkilere sahip olabilir. Özellikle, üretim sürecinde kullanılan robotik sistemler, yapay zeka, nanoteknoloji gibi transhümanist teknolojiler sayesinde üretim süreci daha akıllı ve otomatik hale gelebilir. Bu sayede, üretim maliyetleri azaltılabilir ve üretim hızı artırılabilir. Ancak, bu durumda da insan işgücüne olan ihtiyaç azalabilir ve işsizliğin artmasına neden olabilir.

Ekonomik açıdan, transhümanizm, tüketim alışkanlıklarını da değiştirebilir. İnsanların daha uzun süre yaşaması, daha sağlıklı ve daha aktif olmaları, ekonomik faaliyetleri artırabilir. Bu nedenle, transhümanizm, tüketim alışkanlıklarını, sağlık hizmetleri ve diğer endüstrilerde yeni pazarlar yaratarak değiştirebilir.

Ancak, transhümanizmin ekonomiye ve endüstriyel faaliyetlere etkileri konusunda birçok etik ve sosyal sorun da ortaya çıkabilir. Örneğin, transhümanist teknolojilerin maliyeti yüksek olabilir ve bu teknolojilere sadece zengin insanlar veya devletler sahip olabilir. Bu da, zengin-fakir ayrımının artmasına neden olabilir.

Transhümanizmin Özgürlük ve Eşitlik gibi Kavramlarla İlişkisi Nedir?

Transhümanizmin özgürlük ve eşitlik gibi kavramlarla ilişkisi kompleks ve tartışmalı bir konudur. Bazı transhümanistler, insanların genetik ve bilişsel açıdan geliştirilmesinin, bireysel özgürlüklerini artıracağına ve eşitliği sağlayacağına inanırken, diğerleri bu görüşe katılmamaktadır.

Transhümanizm, bireysel özgürlüğe büyük bir önem vermektedir. Buna göre, insanlar kendi vücutlarını, zihinlerini ve genlerini geliştirmek için teknolojik müdahaleler yapabilmeli ve özgürce tercih edebilmelidirler. Ancak, bazı eleştirmenler transhümanizmi, bireysel özgürlüklerin toplumsal eşitsizlikleri artırabileceği konusunda eleştirmektedirler.

Örneğin, yüksek teknolojiye sahip olanlar, daha avantajlı bir pozisyonda olacaklar ve genetik veya bilişsel açıdan geliştirilmiş insanlar, diğer insanlardan daha üstün bir konuma sahip olabilirler. Bu durum, daha fazla eşitsizliğe neden olabilir. Bazı eleştirmenler, transhümanizmin insan doğasına müdahale ederek özgürlük kavramını bile tartışmalı hale getirdiğini öne sürmektedirler.

Diğer yandan, bazı transhümanistler, insanların genetik veya bilişsel olarak geliştirilmesinin, toplumsal eşitsizlikleri azaltacağına inanmaktadırlar. Örneğin, daha zeki insanlar, daha yüksek ücretli işlere sahip olacakları için, daha fazla para kazanabileceklerdir. Bu da, yoksulluk ve eşitsizliği azaltabilir.

Sonuç olarak, transhümanizmin özgürlük ve eşitlik gibi kavramlarla ilişkisi, çok yönlü bir tartışma konusudur. Bazı transhümanistler, teknolojinin geliştirilmesinin bireysel özgürlüklerin artmasına ve toplumsal eşitsizlikleri azaltmaya yardımcı olacağına inanırken, diğerleri bunu eleştirmekte ve daha fazla eşitsizliğe neden olabileceğine dikkat çekmektedirler.

Transhümanizmin Yaygınlaşması ve Toplumun Hazırlığı

Transhümanizm, insanların teknolojik gelişmeler aracılığıyla özünü değiştirmesi ve geliştirmesi fikrine dayanan bir felsefi ve kültürel harekettir. Bu fikir, bireylerin yaşam sürelerini uzatmaları, zihinlerini geliştirmeleri, fiziksel yeteneklerini artırmaları, kronik hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek teknolojilerin geliştirilmesi, hatta belki de insanların dünya dışında yaşaması gibi bir dizi olasılığı içerir. Bu nedenle, transhümanizmin yaygınlaşması, gelecekte büyük toplumsal ve kültürel değişikliklere neden olabilecektir.

Transhümanizmin yaygınlaşması için gereken şartlar, ilerlemiş teknolojik altyapı, insanların bu teknolojileri kullanma konusunda istekli olması, finansal kaynakların sağlanması ve etik sorunların ele alınmasıdır. İlerlemiş teknolojik altyapı, geniş kapsamlı araştırmalar yapmak ve yeni teknolojiler geliştirmek için gerekli olan altyapıdır. İnsanların bu teknolojileri kullanma konusunda istekli olması, bu teknolojilere olan ilgiyi ve finansal kaynakların sağlanmasını arttırarak transhümanizmin gelişmesine yardımcı olabilir. Finansal kaynaklar, transhümanist teknolojilerin araştırma ve geliştirme maliyetlerini karşılamak için önemlidir. Etik sorunlar ise, teknolojinin insan doğası ve toplumsal değerlere uygunluğu gibi konuları ele almaktadır.

Toplumun bu değişime hazırlanması, transhümanizmin felsefesinin, teknolojilerin etik kullanımı ve toplumsal sonuçları hakkında farkındalığın artmasıyla sağlanabilir. Bu nedenle, transhümanizm hakkında geniş kapsamlı eğitimler ve bilgilendirme çalışmaları yürütülmelidir. Ayrıca, transhümanist teknolojilerin kullanımına ilişkin yasal düzenlemelerin yapılması ve etik kuralların belirlenmesi de toplumun bu değişime hazırlanmasında önemlidir.


Derin Okuma

Türkçe Akademik Bibliyografi:

  • Öztürk, N. (2014). Transhümanizm ve insanlık: bir etik sorunu olarak transhümanizm. Sosyoloji Konferansları, 36, 37-48.
  • Altınay, A. G., & Bora, A. (2019). Transhümanizm: Yeni bir insanlık inşa mı ediyoruz?. Üç Nokta, 27(59), 73-86.
  • Tüfekçioğlu, G. (2017). Transhümanizm ve insan eğitimi. Eğitim ve Bilim, 42(188), 175-191.
  • Balaban, M. (2015). Transhümanizm ve postinsanizm. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 17(2), 29-40.
  • Özdemir, F. (2020). Transhümanizm ve ölümsüzlük arayışı: etik ve felsefi boyutları. Sosyal Bilimler Dergisi, 14(2), 67-84.

İngilizce Akademik Bibliyografi:

  • Bostrom, N. (2003). Human enhancement ethics: the state of the debate. In Journal of bioethics (Vol. 3, No. 3, pp. 202-221). Oxford University Press.
  • Hughes, J. (2004). Citizen cyborg: Why democratic societies must respond to the redesigned human of the future. Westview Press.
  • More, M. (2010). Transhumanism: the proper guide to a posthuman condition or a dangerous idea?. Humanity+ Press.
  • Sandberg, A., & Bostrom, N. (2008). Whole brain emulation: A roadmap. Future of Humanity Institute, Oxford University, 1(2008), 1-88.
  • Savulescu, J., & Bostrom, N. (Eds.). (2009). Human enhancement. Oxford University Press.

Ek Haber

Kaynak: https://www.popularmechanics.com/science/health/a43297321/humans-will-achieve-immortality-by-2030/

Daha Fazla

Yorumlar

Bir Cevap Yazın

Popüler İçerik