Einstein Nerede Hata Yaptı 1. Bölüm

Öne Çıkan İçerikler

Einstein’ın Genel Görelilik Teorisinde Bir Sorun Var

Albert Einstein’ın genel görelilik teorisi, yıldızların ve gezegenlerin yerçekimini tanımlamada oldukça başarılı olmuştur, ancak tüm ölçeklerde mükemmel bir şekilde uygulanıyor gibi görünmemektedir.

Evrendeki her şey yerçekimine lmaruz kalır çünkü kütlesi vardır. Yine de tüm temel kuvvetler arasında en yaygın olanı aynı zamanda fizikçilere en büyük zorlukları çıkaran kuvvettir. Albert Einstein’ın genel görelilik teorisi, yıldızların ve gezegenlerin yerçekimini tanımlamada oldukça başarılı olmuştur, ancak tüm ölçeklerde mükemmel bir şekilde uygulanıyor gibi görünmemektedir.

Genel görelilik, Eddington’un 1919’da yıldız ışığının Güneş tarafından saptırılmasına ilişkin ölçümünden yakın zamanda yerçekimsel dalgaların tespitine kadar uzun yıllar süren gözlemsel testlerden geçmiştir. Ancak, kuantum mekaniği yasalarının işlediği son derece küçük mesafelere uygulamaya çalıştığımızda veya tüm evreni tanımlamaya çalıştığımızda anlayışımızdaki boşluklar ortaya çıkmaya başlıyor.

Nature Astronomy dergisinde yayınlanan yeni çalışma, Einstein’ın teorisini en büyük ölçeklerde test etmiş oldu. Yaklaşım, bir gün kozmolojideki en büyük gizemlerden bazılarının çözülmesine yardımcı olabilir ve sonuçlar genel görelilik teorisinin bu ölçekte değiştirilmesi gerekebileceğine işaret ediyor.

Hatalı model mi?

Kuantum teorisi boş uzayın, yani vakumun, enerji ile dolu olduğunu öngörür. Varlığını fark etmiyoruz çünkü cihazlarımız enerjinin toplam miktarını değil yalnızca değişimini ölçebiliyor.

Ancak Einstein’a göre vakum enerjisi itici bir kütle çekimine sahiptir ve boş uzayı birbirinden ayırır. İlginç bir şekilde, 1998 yılında evrenin genişlemesinin aslında hızlandığı keşfedildi ve bu bulgu 2011 Nobel fizik ödülü ile ödüllendirildi. Bununla birlikte, ivmeyi açıklamak için gerekli olan vakum enerjisi ya da karanlık enerji miktarı, kuantum teorisinin öngördüğünden çok daha küçüktür.

Dolayısıyla “eski kozmolojik sabit sorunu” olarak adlandırılan büyük soru, vakum enerjisinin gerçekten yerçekimi yapıp yapmadığıdır.

Eğer evet ise, o zaman neden yerçekimi tahmin edilenden çok daha zayıftır? Eğer vakum hiç çekim yapmıyorsa, kozmik ivmelenmeye ne sebep oluyor?

Karanlık enerjinin ne olduğunu bilmiyoruz, ancak evrenin genişlemesini açıklamak için var olduğunu varsaymamız gerekiyor. Benzer şekilde, galaksilerin ve kümelerin nasıl evrimleşerek bugün gözlemlediğimiz hale geldiğini açıklamak için karanlık madde olarak adlandırılan bir tür görünmez maddenin varlığını da varsaymamız gerekiyor.

Bu varsayımlar, bilim insanlarının “lambda soğuk karanlık madde” (LCDM) modeli olarak adlandırılan standart kozmolojik teorisine dahil edilmiştir – kozmosta %70 karanlık enerji, %25 karanlık madde ve %5 sıradan madde olduğunu öne sürmektedir. Ve bu model, son 20 yılda kozmologlar tarafından toplanan tüm verilere uymakta oldukça başarılı olmuştur.

Ancak evrenin büyük bir kısmının karanlık güçler ve maddelerden oluşması ve bunların mantıklı olmayan garip değerler alması, birçok fizikçinin Einstein’ın yerçekimi teorisinin tüm evreni tanımlamak için modifikasyona ihtiyacı olup olmadığı sorusunu sormasına neden oldu.

Devam edecek…

Kaynak: https://www.space.com/einstein-theory-of-gravity-something-wrong

Bu yazı Astrafizik.com tarafından Türkçeye aktarılmış olup yazının aslı space.com sitesine aittir, orijinaline mümkün olduğunca sadık kalmak koşuluyla dilimize çevirilmis olsa da editoryal tarafından katkılarda bulunulmuştur. Bu sebeple Astrafizik.com içerik izinlerine tabidir. Astrafizik.com referans gösterilmek koşuluyla 3. tarafların kullanımına izin verilmiştir.

Daha Fazla

Yorumlar

Bir Cevap Yazın

Popüler İçerik