Plazma Evren Modeli

Öne Çıkan İçerikler

Farklı Bir Bakış Açısı

Evrenin bir tekillikten ani bir genişleme sonucu doğduğunu öngören “big bang” teorisinin yanı sıra modern evrenle ilgili başka doğuş teorileri de vardır.

Bunlardan en bilinenleri; Nobel ödüllü fizikçi Hannes Alfven tarafından önerilen Plazma Evren Modelidir. Evrenin sonsuz olduğunu ve tüm evreni kaplayan plazma kütlesinin yerçekiminin etkisiyle belirli “yerel” bölgelerde muazzam kütlelerde geldiğini öngörüyor.

Bu modele göre uzayın başı ve sonu yoktur. Uzay boşluğu sonsuza kadar var olmuştur ve sıcak plazma ile doludur. Uzay boşluğunun herhangi bir yerindeki plazmadaki bu dengesizlik trilyonlarca yıl içinde oluşur ve bugün “gördüğümüz” evrenin belirli bir parçasının (ki şu an onun içinde bulubuyoruz) modelini oluşturuyor. Sonraki yüz milyarlarca yıl boyunca, plazma bu düzende birikerek, galaksi kümelerini ve nihayetinde önümüzdeki milyarlarca yıl içinde galaksileri ve yıldızları oluşturur.

Dinlenen, hareket eden ve yoğunlaşan, evreni kaplayan plazma için elektriksel veya manyetik farklılık gösteren tek bir atom yeterlidir. Bu hareket, yerçekiminin son derece yavaş bir domino etkisiyle egemen olmasına neden olur ve trilyonlarca yıl içinde büyük bir plazma kütlesi birleşerek evreni oluşturur.

Gerçekten de, bugün evrende gördüğümüz maddenin çoğu, bir tür minik filament olan sıcak plazmadan oluşuyor. Galaksiler ve galaksiler arası uzay, birkaç milyon derecelik bir sıcaklıkta bu filamentli plazma ile kaplıdır. Plazma evren modeline göre, bizimki gibi sayısız “evren adası” sonsuz ve sınırsız uzayda oluşmuş ve/veya oluşmakta olabilir. Bununla birlikte, bu evrenler birbirinden milyarlarca ışıkyılı uzaklıkta oldukları ve aralarındaki plazma herhangi bir radyasyonu emdiği için izole edilmiştir.

Evrenimiz yaklaşık 14 milyar yaşında. Bu modele göre, bizimkiyle aynı zamanda, 50 milyar yıl önce, 10 trilyon ışıkyılı uzaklıkta başka bir evren var olacaktı. Ancak aralarındaki büyük mesafe nedeniyle bu evrenden gelen ışığın bize ulaşmasına daha 9 trilyon 950 milyar yıl var. Bu evrenin ışığı bize ulaşana kadar evrenimizin sonu gelecek.

Yine, iki evren arasında yalnızca 10 trilyon ışık yılını kapsayan plazma, ışığı emecek, dalga boyunu genişletecek, enerjiyi emecek ve ışık algılanamaz hale gelecektir. Bu nedenle birbirinden 10 trilyon ışıkyılı uzaklıkta olan iki evren “sonsuz uzayda” yan yana düşünülebilse de, birbirleriyle algılanamazlar.

Görebildiğimiz evrenimiz; İçlerindeki galaksilerin tüm yıldızları yok olduktan sonra yok olsa bile sonsuz sayıdaki evrenler sonsuz uzayda var olmaya devam edecek ve belli bir süre sonra yok olacaktır.


Plazma evren modeli, uzaktaki galaksi kümelerinin kırmızıya kaymalarını, ışığı emerek evrende görebildiğimiz kadarıyla uzanan plazma dalga boylarının uzamasına bağlar. Modele göre, bir galaksi kümesi bizden ne kadar uzaksa, aramızda o kadar fazla plazma maddesi var ve ışığı daha kırmızıya kaymış gibi görünüyor. Başka bir deyişle, bu modele göre kırmızıya kaymayı “galaksi kümelerinin ayrışması” olarak etiketlemek yanlıştır. Bu kümeler hareket ediyor olabilir ama bu hareket sadece bizden uzaklaşmıyor. Bazıları uzaklaşır, bazıları yaklaşır, bazıları yatay hareket eder. Kırmızıya kaymanın galaksilerin uzaklıklarından kaynaklandığını varsaydığımız için, evrenin genişlediği yanılsamasına sahibiz. Bununla birlikte, evren durağandır, ışık kırmızıya dönmüş gibi görünmektedir çünkü plazma çok uzaklara yayılmıştır.

Daha Fazla

Yorumlar

Bir Cevap Yazın

Popüler İçerik